İş ve çalışma alanında sıkça karşılaşılan problemlerden birisi, yüksek ücret alan çalışanların primlerinin işveren tarafından SGK’ya asgari üret kademesinden yatırılmasıdır.
Fabrikada şirket müdürleri, tecrübe gerektiren işlerde görev alanlar, mühendisler ve doktorlar gibi birçok bu ve benzeri meslek kollarında görev yapan insan fiilen asgari ücretin üstünde ücret almalarını karşın, işveren tarafından bu kişilerin sigorta primleri asgari ücret olarak asgari ücret olarak gösterilmektedir. Asgari ücretten yatırılan primlerse, çalışanın emekli aylığını ve diğer sosyal güvenlik haklarında(iş kazası geliri, ödenekler vb.) haklarında kayıplar yaşanmasına sebebiyet vermektedir.
Asgari ücretten yatırılan sigorta primlerinin gerçek oranı ile yatırılması sağlamak için konunun mahkemeye taşınması ve çalışan lehine karar alınmış olması gerekmektedir. Bu yönde açılacak olan davalar, iş mahkemeleri yada iş mahkemesi sıfatı ile asliye hukuk mahkemelerinde görülmektedir.
Asgari ücret üzerinden yaran primlerin, sigorta hizmet cetveli ve SGK kayıtlarında asıl ücret düzeyine çevrilmesi hedeflenerek açılmış olan davaların kazanılması için bazı şartlar bulunmakta.
Bu tarz davalar açıldığında, iş mahkemeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 200. Ve 202. maddelerinde bulunan, senetle ispat etme mecburiyetindeki parasal sınırlara göre davayı görmektedir. Yani, bir kişinin iş mahkemelerinde dava açabilmesi için, işvereninin pirimi asgari ücretten gösterdiğini, ancak şahsına ödenen fiili ücretin daha fazla olduğunu ispatlamak için, eğer senetle ispatlama zorunluluğu bulunan parasal sınırın altında ise, şahitle ya da meslek odalarından ya da sendikalardan temin edilecek emsal nitelikli iş ücretine göre, asgari ücreti gerçek ücrete çıkarma kararı verilir. Fakat, senet ile ispatlama mecburiyetinin olduğu yüksek miktarda bir maaş ise iş mahkemeleri para makbuzları, banka kayıtları ve ticari defter kayıtları gibi kayıt ve belgelerle ispatlanması durumunda, asgari ücreti gerçek ücrete çevirme kararı vermektedir.