Kıdem tazminatı, çalışma hayatın da en fazla dile gelen ve sorunlu konulardan birisi oldu. Geçtiğimiz 5 sene içerisinde sürekli olarak değiştirilip kıdem tazminatı fon haline getirilmesi ön plana geliyor. Oysaki 4857 sayılı maddesinde İş Kanunu 2003 senesinde gündeme geldi. 4857 sayılı İş Kanunun 6. Maddesinde kıdem tazminatı fonu kurulması öngörülüyordu. Fakat bu zamana kadar bir adım atılmadı.
Sadece Taslak Halinde Kaldı
Kıdem tazminatı ile alakalı sadece taslaklar hazırlandı fakat hiçbiri de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ulaşmadı. 2011 senesinde kıdem tazminatı fonuna ilişkin bir düzenleme oluşturuldu. Fakat çalışan işçi ve işveren tarafları uyum sağlanamadı ve taslak rafa kaldırıldı. 2013 senesinde raftan geri indirilmesi gündeme ulaştı fakat yine başarılı olmadı. Son deneme de ise 2014 senesinin sonunda açıklanan OVP (Orta Vadeli Plan) da sosyal alanlar karşılıklı konuşması içerisinde, bütün çalışanları içerisine alan ve bireysel hesaba dayanan bir kıdem tazminatı sisteminin oluşması öngörüldü. Taslak geri rafa kaldırıldı.
Mevcut Sistem Sürdürülebilir Değil
Sabit kıdem tazminatı uygulaması çoğu alanda sıkıntılar veriyor ve bu alanda bir reform oluşması gereklidir.
Kıdem tazminatı alabilen ve sistemden yararlanabilen çalışan sayısı olduk az.
Verilen bilgilere bakılırsa 200 çalışan işçiden sadece 30 ile 40’kı kıdem tazminatından yararlanabilmektedir.
Sabit kıdem tazminatı sistemi ile kayıt dışı istihdam arasında bir döngü var. Kayıt dışı istihdamın %35 seviyesinde olduğu, Türki ’yede her 200 çalışan işçiden 70’i zaten doğrudan kıdem tazminatı sisteminin dışında kalıyor.
Taslakta bazı sıkıntılar var
Sabit uygulamada 12 aylık çalışma emeği hak kazanılan, 1 aylık kıdem tazminatı toplamının fon uygulamasıyla 15 ile 20 güne düşürülmesi ele alınıyor. Fon uygulaması gündeme geldikten sonra geçmiş çalışmalara ilişkin tazminat haklarının neler olacağı bir başka tartışmalı husus.