1. Öğleye kadarki matrah farkları öğleden sonra nasıl “matrak” farkına dönerdi?
Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak vergi dairelerinde vergi incelemeleri yaparken bir üstadın (kıdemli bir Maliye Müfettişi) refakatinde çalışırdık. Öğleye kadar kendi başımıza bulduğumuz eleştiri konularını, öğleden sonra “üstad” la tartışır, bulduğumuzu düşündüğümüz büyük matrah farklarının güneş altında kalmış kar misali eridiğini görürdük.
Son yıllarda yapılan vergi incelemelerinde iç kontrol mekanizmalarının yeterince verimli işlemediği hissindeyim.
2. Genç müfettişler-olgun müfettişler
Genel olarak genç müfettişlik dönemlerimizde daha katı, bir üstadımın deyişiyle, daha bir kara maliyeci yaklaşım ve yorumlar içinde olunduğunu gözlemlerdim.
Genç inceleme elemanlarının eleştirdiği hususlar, yaptığı yorumların yine iç kontrol mekanizmaları ile, kurum kültürü içerisinde törpülendiğini söyleyebilirim.
Aymet Yazılım ve Prodüksiyon
Son yıllarda inceleme elemanları büyük sayılı inceleme elemanı alımları ile sayıca çok arttı ve vergi inceleme grubu genel olarak gençleşti.
Ancak, iç kontrol mekanizmalarının bu sayısal genişleme ve gençleşmeye aynı hızla ayak uydurmakta güçlük çektiğini müşahede ediyoruz.
3. Her yeni jenerasyonla sil baştan: Dejavu!
Gerek Mali İdare’deki yöneticilerin sıkça değişiyor olması, gerekse inceleme elemanlarındaki genel gençleşme tartışılan konularda da “dejavu” lara yol açıyor. Çözüldüğünü düşündüğümüz vergi konuları yaklaşık onar yıllık dönemler halinde sil baştan tartışmaya açılıyor.
4. İnceleme raporu tarhiyat mıdır?
Vergi inceleme raporu ile eleştirilen hususlar özünde “iddia” dır. Vergi inceleme elemanı mükellefin yaptığı bir uygulamanın, yorumun yanlış olduğunu, kendi yaptığı yorum veya uygulama önerisinin “doğru” olduğunu iddia etmektedir.
Çoğu zaman vergi inceleme raporlarında birden fazla konu yer alabilmekte, inceleme sırasında birden fazla vergi ile ilgili konu gündeme gelebilmektedir.
5. “Biz o kadar uğraşıyoruz uzlaşma komisyonu indiriyor.” sendromu
Vergi inceleme elemanları, raporlarında eleştirdikleri hususları kesinleşene kadar henüz bir iddia olduğundan ziyade adeta yargı kararı ile kesinleşmiş bulgu olduğu yaklaşımındadırlar. Bu nedenle de uzlaşmalarda yapılan indirimlere oldum olası tepki gösterirler. Hatta bir keresinde, bir dernek yayın organında, uzlaşma komisyonlarına, “Kanun Namına Durun” başlıklı bir çağrıda bulunulmuştu.
6. %95 neden uzlaşıyor?
Uzlaşmalar sırasında cezalarda ve anaparada yapılan indirimler, yargıya gitmek yerine idare ile anlaşmayı cazip kılıyor.
7. Uzlaşmalar olmasa ne olur?
Şayet uzlaşmalar sekteye uğrar veya kaldırılır ve yerine de bu işlevi görecek başka/ daha iyi bir mekanizma getirilemez, inceleme raporlarındaki iddialar için tek yol yargı olarak kalırsa “yargı” süresi tıkanır. Hâlihazırdaki yükü kaldırmakta zorlanan yargı böyle bir tabloyu mevcut haliyle hiçbir şekilde kaldıramaz. Dolayısıyla, uzlaşma kalktığında, şayet isyanlar çıkması istenmiyorsa ki oluşacak tansiyona hiçbir siyasetçi kayıtsız kalamaz, iki senede bir af çıkarmak zorunda kalınır.